Kızıma
Canım kızım, Gözümün bebeği, evimin çiçeği, hayatımın anlamı, misk-i amber kokulu yavrum. Bir gün uyandığımda içimde farklı bir devinim hissettim; başım dönüyor, içim bulanıyordu. Söylemeye utandığım bir sevinçle işe gitmek için yola düştüm. Sapanca Gölü`nün kenarında tren yolu tahtalarına basa basa yürürken, “Hamile miyim acaba? Ben hâlâ çocukken nasıl anne olurum? Küçücük bebeğe nasıl bakarım? Buna hazır mıyım?” diye düşünüyordum; ama her sorunun yanıtını, “Evet yaparım!” diye veriyordum. Yiyemesem de, uyuyamasam da bu öyle bir sevgi olacak ki... Hafta sonunu heyecanla bekledim ve babanla birlikte gittiğimiz laboratuvardan test sonucunu uzattıkları sarı zarfı nefesimi tutarak aldım. Filmlerdeki gibi olmadı, POZİTİF yazısını okuduğumuzda, kocam beni kucağına alıp, “Dünyanın en mutlu erkeği benim, baba oluyoruuum!” diye bağırmadı. Hafifçe elimi sıktı ve “Gel sana topuksuz bir ayakkabı alalım,” dedi. Kafam karışmıştı. Korku, sevinç, endişe ile şaşkındım. Seninle macera dolu yolcu