Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Kendi masalını yazmak güzel bir duygu. Denemelisiniz                 Bir vardı bir yoktu. Gece oluyor anlamsız bir sessizlik, sabah oluyor duvarlarda duygusuz bir sessizlik. Kulağımın östaki borusundaki sessizliğin ince uğultusu yüzünden  uyku tutmadı. Kuşluk vakti, saat sabahın beşi, ezan okunuyordu, kalktım. Her gün yaptığım gibi sıcak süt içine azıcık kahve, azıcık bal karışımını içtim, üstüne bir cigara tellendirdim. Kapadokya güneşinin ışığı, ağır ağır dağların arkasından yükseliyordu. Otelimi, oğlum başarıyla yürütüyor artık bana pek iş kalmıyordu. Sıkıldım , bu yaz ege kıyılarında bir köyde, bir kaç ay ev kiralayıp gideyim istedim. Fakat   oraya da dertlerim benimle gelecek, yakın arkadaşlarımla sohbetlerimiz, sıkıntılar, çocuklar, memleketin hali  olacaktı. Bir çay içmek için gittiğim kafede, yan masadaki delikanlının “aynen lan aynen, he aynen, taktım aynen…” den ileri gitmeyen konuşmalarına, arka masadaki genç kızın yarım saat elinde telefon, dudaklarını büzerek bir
Resim
  Öfelemeç  :  Kuru, tandır yufkalaır küçücük parçalara ayrılır, serpe serpe su döküp yumuşatılır, içine çömlek peyniri ilave edilip yoğurulur, avucunda sıkıp sıkıp yenilir. Buna çocuk avutmak denir. Öfelemeç “Dede bak ben geldim. Neden öyle gözün sedirin ucuna takılı sabit bakıyorsun? Gözün mü daldı. Öyleyse bir gelenin var demektir!” “Dedeee! Benim, Nursel, tanıdın mı? Eline doğan, adını koyduğun tek torunun, senin Nursel‟in... Yıllardır seni anlatırlar bana, özellikle bana. İçip sarhoş geldiğin geceler uykumdan uyandırıp annemin yanından alarak, alt kattaki kendi yatağına yatırırmışsın. Islak ıslak öper, o zaman sarı bukleli saçlarımı okşayarak koynunda  uyuturmuşsun. Leblebileri ağzında yumuşatıp "gadasını aldığııım" diyerek, benim ağzıma verip kuş gibi beslermişsin. Babam Almanya‟dan izinli geldiğinde doğmuşum, üç günlük bebekken kimliğimi çıkartmak için nüfus idaresine gitmiş. “Çocuğun ismi ne?” diye sormuşlar. O da “Bilmiyorum, Ayşe, Fatma bir şey yazı